“Otomotiv endüstrisi söz konusu olduğunda, modern bir ülke kendi ulaşım araçlarını üretmelidir. Günümüz dünyasında ulaşım araçları ekonomide önemli bir yer tutmaktadır. Kendi ulaşım araçlarımızı üretmeliyiz, kendi araçlarımızla taşınmalıyız. İlk olarak, bazı parçaları yapmak zorundayız; sonra, iyileştirme ile bunların% 70-80’ini oluşturmalıyız. Bazı insanlar Türkiye’de otomobil üretmenin imkansız olduğunu söylüyor. Bu düşünce kara zihinlerin ürünüdür.”
Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 1961 tarihli TÜSİAD toplantısında bu sözleri sarf ettikten sonra bir motor ve otomobil prototipi üretilmesinin talimatını verdi. Devrim Arabaları’nın hikayesi işte böyle başladı.
20 Türk mühendis Ankara’ya çağırıldı. Aynı zamanda bir mühendis olan TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu toplantıya başkanlık etti. TCDD’ye 1.400.000 lira ödenek ayrıldı ve projenin teslim tarihi için 29 Ekim 1961 olarak belirlendi. Bu, 129 gün gibi bir sürede sıfırdan bir araba üretilmesi anlamına geliyordu.
Bu kadar kısa bir sürede araba üretilmesinin imkansız olduğunu düşünenler kadar, gerçekleşmesinin mümkün olduğuna inananlar da vardı. Projede bulunan mühendisler, bu 4,5 ayda deyim yerindeyse canla başla çalıştılar. Bazı kaynaklara göre hafta sonları dahil olmak üzere günde 12 saate çıkan çalışma süreleri oluyor, bazı günler fabrikada yatıp kalkıyorlardı.
Yapılması planlanan araba beş kişilik olarak, 1000-1100 kg ağırlığında belirlendi. Motorun gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikası’nda dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikası’nda işlendi. Piston, segman ve kolları ise Eskişehir’de imal edildi. Motoru Ankara Demiryolu Fabrikasında monte edildi.
Eskişehir Valiliği’nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Devrim arabasının temel ve teknik özelliklerinin başka bir araca benzememesi için iki farklı prototip oluşturuldu. Arabanın modeli değiştirildi, iki gövde çakıldı. A ve B olmak üzere iki ayrı motor hazırlandı. Şanzımanlar ise Ankara Fabrikası’nda üretildi. Elektrik donanımı ile diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında bütün özellikleri ve mekanik donanımları yerli üretimdi.
Türkiye’nin ilk yerli üretim otomobili, söz verildiği gibi 29 Ekim 1961 sabahı hazırdı. Devrim, Ankara’ya trenle taşındı. Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan çıkan kıvılcımlardan dolayı araçların alev almaması için başlangıçta yalnızca manevra yapmasına yetecek birkaç litre benzin konuldu. Esas yakıt ikmali Ankara’ya indikten sonra yapılacaktı.
Devrim Arabaları Ankara’ya indikten sonra motosiklet eskortuyla birlikte yola koyuldu. Eskortlar benzin ikmali yapılması gerektiğini bilmediği için, TBMM’nin önüne gelene kadar araçlara benzin doldurulmadı. Beyaz Devrim’e benzin doldurulduğu esnada Cumhurbaşkanı siyah Devrim’e bindi. Ancak araç 100 metre ilerledikten sonra durdu. Gürsel’in “Ne oldu?” sorusuna direksiyonda bulunan Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu “Paşam, benzin bitti,” diye cevap verdi. Bunun üzerine Cemal Gürsel, tarihe geçen “Garp kafasıyla otomobil yaptık ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk,” sözünü sarf etti. Cemal Gürsel’den diğer araca geçmesi rica edildi ve diğer Devrim ile sorunsuz bir şekilde Anıtkabir’e kadar gidildi.
Ertesi gün tüm gazetelerde “Devrim Yolda Kaldı“, “Devrim Yürümedi“, “100 Metre Gitti Durdu” gibi manşetler yer aldı ancak diğer Devrim ile herhangi bir sorun yaşanmadan Anıtkabir’e kadar gidildiğinden kimse bahsetmedi. Bütün basın, Devrim Arabaları’na ayrılan ödeneğin heba edildiğini yazdı.
Sebebi benzin ikmalinin unutulması mı, basının provokasyonu mu yoksa zaten yalnızca prototip olarak planlanmasından mıdır bilinmez ancak imkansız gibi görünen bir sürede birbirinden değerli mühendislerin emeği ile üretilen yerli otomobil Devrim, hiçbir zaman seri üretime geçmedi. Üretilen dört araçtan üçü ve on motor hurdaya ayrıldı, kalan tek Devrim Eskişehir’deki TÜLOMSAŞ’ta sergileniyor.
Başrollerini Taner Birsel, Halit Ergenç, Selçuk Yöntem gibi oyuncuların paylaştığı 2008 yılında vizyona giren Devrim Arabaları adlı film, bu talihsiz otomobilin hikayesini konu aldı ve oldukça olumlu eleştiriler aldı. Zaman içerisinde Devrim mühendislerinin yer aldığı belgeseller de yayınlandı.